3 Şubat 2011 Perşembe

What a beautiful day...

Frida Kahlo ve Diego Rivera 23 Aralıkta Pera Müzesine gelmişti. İlk gün gitmek istemiştim ama kısmet bugüneymiş. Lisede yaptığım bir proje ödevinde Frida'yı anlatmıştım. O ödevden sonra tam bir Fridasever oldum diyebiliriz. Hayranlık veren hayat hikayesi ve eserleriyle bugün yıllardır yurtdışındaki bir sergide denk gelmeyi düşlediğim Frida ile Pera'da buluştum.



Sergiye Frida ve Diego'nun otoportreleriyle başlıyoruz.

"Tehuana Olarak Otoportre" ya da "Düşüncelerimde Diego" benim verdiğim isimle "Bir Alın Yazısı Olarak Diego" :)

Saç Örgülü Otoportre


İki Maymunlu Otoportre.

Evreni Kucaklayan Aşk, Toprak (Meksika), Ben, Diego ve Senyor Xoloti.

Şimdi Peraya gidip sadece Frida ve Dieogo'ya bakıp çıkmak olmazdı. “Düşlerin kenti: İstanbul” sergisine de uğradık. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan seçilmiş yapıtlar üç ana bölüm olarak kurgulanmış; ev ve özel mekânlardaki yaşantıdan, kentsel alana ve oradan da İstanbul’un genel görünümlerine uzanıyor.








Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablosunun 1.versiyonunu da görünce bende beraber müzeyi gezdiğim arkadaşlarımda çok sevindik.

Dükkan burgerde leziz kalori bombalarımızı da yedikten sonra Bilun'un dükkanına gittik çünkü bugün Sıla'nın tasarımlarının ilk günüydü. Ve her parça birbirinden güzeldi. O muhteşem parçalar ve gelecek olan yeni tasarımlar bir ay boyunca Bilunda olacak :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin