30 Ocak 2011 Pazar

Winter Street Style

Şubat ayına giriyor olmamıza rağmen hala kar göremedik. Yavaştan havalar soğumaya başlasa bile ben kar olmadan kışı hissedemiyorum. Buralarda hava henüz dondurucu olmamış olabilir ama dünya haritasındaşöyle sağlara doğru gittiğimizde kar fırtınaları ve sellerle karşılaşıyoruz. Bakalım ünlüler kış aylarında nasıl giyiniyorlar :)



Tamamen siyah giyinmek Olivia Palermo'ya her zaman yakışmıştır.Cat-eye gözlükleri Hermès clutch ile tamamladığı kıyafetiyle NYC sokaklarında dikkat çektiği kesin :)


Cameron Diaz


Michelle Williams ve kızı Matilda


Charlize Theron sarınmış sarmalanmış ancak bu haliyle bile şıklığını elden bırakmamış.

Diane Kruger soğuktan donuyoor :)Mortal combat botları kesinlikle ince bilekli kişilerde harika duruyor.


Klasik bir Kate Mosstarzı skinny jeani ve botlarıyla tarzından asla ödün vermiyor.


Leighton Meester ya da Blairımız dizide görmeye alışkın olduğumuz tarzın dışında değil.


Kelly Osbourne. Krem ve beyaz şalları bu kış bolca görüyoruz.



Trend kraliçesi Featne Cottonun dikkatimi çeken ilk parçası leopar şapkası oldu.


Hilary Duff camel rengi tek omuz sweater, skinny jean ve Givenchy Nightingale bag ile çok tatlı dursa da kesinlikle kış için çok uygun bir kombin değil gibi ?

Assolistler en son çıkar .Victoria Beckham Hermes Birkini ve kürküyle “şıklık” kelimesinin hakkını veriyor.

Zema’nın Seslenişi




Simay Bülbül'ün 4 Şubat'taki defilesinin adı "Zema'nın Seslenişi" Bülbül ilkel kültürlerin özlerini korumaya çalışan ve yeni dünya düzenine direnen kabile kadınlarından esinlenmiş. Koleksiyon, köklerinin yitip gitmesine direnen mücadeleci kadına ve inançlarına atfediliyor. Simay Bülbül’ün tasarımlarında temayı, özel kesimli deriler, işlemeler, baskılar vurguluyor. Zaten kendisi "Derinin Kraliçesi" Bu koleksiyonda süet, şifon, ipek, dantel ve tüle ilk defa kürk ve trikolar eklenmiş. 30 parçadan oluşan koleksiyon, yerel kültürlerin doğayla bütünleşen çıplaklığının kadın bedenine verdiği gücü yansıtan cesur takılarla destekleniyor.

Simay Bülbül koleksiyonla ilgili, “Zema’nın Seslenişi’nde yitip gidene bir ağıt tutturan, elinde kalan için direnen amansız kadını anlatmak istedim. Mücadeleci kabile kadınlarından esinlendim. Geçmişlerine sahip çıkan kadınları anlatırken tüm detaylarda geçmişi geleceğe taşımak istedim. Çok farklı malzemeleri, cesur saçlarla ve özel tasarlanmış takılarla birlikte kullandım. Heyecan verici bir koleksiyon olduğunu düşünüyorum” diyor.

Defilenin ana sponsorları Deri Tanıtım Grubu ile popüler alışveriş sitesi trendyol.com. Ayrıca MAC, Yeşil Kundura, defileye özel tasarımlarıyla Penti çorap da sponsorlar arasında yer alıyor. Koleksiyon fotoğrafları ise Mehmet Turgut tarafından çekiliyor.

Simay Bülbül, İstanbul Fashion Week 2011 kapsamındaki defilesi adına, kültürel varlıkları koruma ve yaşatma konusunda faaliyet gösteren Europa Nostra Türkiye’ye bağışta bulunarak, bir anlamda geçmişin korunmasına yönelik de bir adım atmış olacak.

Ve davetiyem dün geldi ve Simay Bülbül "Derinin Kraliçesi" olduğunu bir kez daha hissettirmiş davetiye örülmüş deriyle bağlanmış.

27 Ocak 2011 Perşembe

Bilun Şen :)





Bilun dükkanını açtıından beri her taksime gidişimde uğramak istemiştim ancak kısmet bugüneymiş. Öz'le beraber Serdar-ı Ekrem caddesinde bir keşfe çıktık.İlk önce Bilun'un dükkanına uğradık. Şimdi hep sanal alemden konuştuğum Bilun birbirinden güzel tasarım taçları kolyeleri broşlarıyla karşımdaydı...











Bilun'u tanımayan kesinlikle dünya tatlısı sıfatını kullanmamalı. Dünya üzerindeki tüm pozitif enerji sanki Bilun'un bünyesinde toplanmış gibi. Yeni tanışmamıza rağmen bizi çok güzel ağırladı. Her şey için teşekkürler Biluun :)

Daha sonra farklı bir şeyler yiyelim dedik ara sokaklarda gezmeye başladık derken Simay Bülbül, Arzu Kaprol ve daha bir çok tasarımcının butikleriyle karşılaştık. Meğer Serdar-ı Ekrem caddesi nasıl bir dünyaymışta haberimiz yokmuş. Son olarak Boom'um blogunda görürdüğüm bir butik karşıma çıkınca içeri girmeden duramadım. Butikte çekim var o yüzden kısa bir turladık çıktık ama kesinlikle mükemmel bir butikti.



ATELIER 55 bir konsept mağaza David Koma, Bora Aksu, Notting Hill Design, Avshalom Gur, Halston, Charlotte Olympia, Sylvia Toledano, Linda Farrow gibi isimlerin selektif parçaları, Bora Akıncıtürk'ün tabloları, Aliye Dörtler'in seramik eserleri burada. ATELIER 55 in masalını bir de Boom dan dinlemeli :)

25 Ocak 2011 Salı

Kelly vs. Birkin



The Hermes Kelly ve The Hermes Birkin aynı çanta değildir!



Birkinler hakkında bilinen yanlışlar Ayşe Özek'in yazısıyla biraz aydınlanıyor.


Birkin’lerin şifresi nasıl kırıldı

Michael Tonello, stilist ve güzellik uzmanıyken aniden Birkin çantaların izini sürmeye karar veriyor. Sonra oturup sekiz yıllık sıcak takip macerasını kitaba döküyor. Kadınlara cinayet bile işlettirebilecek çantanın o meşhur iki yıllık bekleme listesini nasıl deldiğini anlatıyor kitapta.

Dünyanın dört bir yanında 100 Hermes mağazasına gidip yüzlerce çanta topluyor ve şöhretli müşterilerine satıyor. Müşterilerinin adını açıklamıyor. Dünyanın en azılı Birkin sapıkları arasında Victoria Beckham bir numara. Kadında her renk ve varyasyondan 100 kadar çanta olduğu rivayet ediliyor. Martha Stewart, Oprah Winfrey, Mariah Carey, Sofia Coppola, Sarah Jessica Parker, Kate Moss ve Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Birkinperver. Neyse, Tonello’nun bu liste delme işlemi için çok ama çok para gerekiyor. Mesela sadece bir yılda 1.6 milyon dolar harcıyor Birkin’lere. Çantaların fiyatları 7 bin 500 dolardan başlıyor, tuzlu su timsahının derisinden yapılmış, pırlanta aksesuvarlı krokodil Birkin, 150 bin dolara kadar uzanıyor. Peki Tonello’nun şifre kırma taktiği nasıl bir şey? Aslında çok basit.

Durum Jane Birkin açısından sinir bozucu. "Aa, adınız Birkin mi, hani şu çanta gibi?" diye şaşkınlık geçiren insanlarla karşılaşmak hoş değil tabii. Birkin, çantanın kendi şöhretini nasıl solladığını, geçenlerde Sunday Times’taki röportajında anlatıyor. Serge Gainsbourg’lu yıllardaki seksapelini bilmeyen, nefes nefese je t’aime’i hiç duymamış ya da ne bileyim Blow-up’ı filan seyretmemiş olanlar, esas Hermes’in çantasını ünlü zannediyor. Jane Birkin ile çanta arasında da isim benzerliği olduğunu düşünüyorlar. Hatta, kızları Charlotte ile Lou’ya "Sen çantanın kızı mısın?" diye soranlar çıkıyor Amerika’da.

Çantanın Birkin adını nasıl aldığını da son röportajda bir kez daha anlatıyor. Bir uçak yolculuğunda Hermes’in başkanı Jean-Louis Dumas-Hermes ile yan yana düşüyor. Sohbet esnasında hafta sonu için büyücek deri çanta bulamamaktan yakınıyor ve anında bir çanta dizayn ediliyor Hermes’e. Monsieur Hermes de tasarımı ticari alanda kullanmak üzere Birkin’in iznini alıp, çantaya onun adını veriyor. 1984’ten bugüne uzanan başarı öyküsü başlıyor.

Jane Birkin, her yıl bir Birkin çantasını açık artırmaya çıkarıp gelirini de hayır kurumlarına bağışlıyor. Hermes’in bu çantaları kendisine bağışlıyor olmasından da çok memnun. Son çantası 80 bin dolar getirmiş.

LİSTE PALAVRA MI

Jane Birkin çok tokgözlü ve hayırsever olabilir ama, kadınlar genelde o çantayı kendisi için istiyor. İkonik bir arzu nesnesi Birkin çanta.

İşte Amerikalı Michael Tonello, kadınlar ile Birkin’ler arasındaki bu deli divane ilişkiden kendine vazife çıkarıyor ve çanta avcılığına başlıyor. "Bringing Home the Birkin" diye de bir kitap yazıyor. Kitabın özeti şu: Hermes’in iki yıllık Birkin bekleme listesi külliyen palavra.

Tonello, sınırlı üretim Birkin elde etmek üzere Amerika’da girdiği ilk Hermes’te, o kaçınılmaz cevapla karşılaşıyor: "Üzgünüz, maalesef elimizde yok." Malum, o meşhur iki yıllık bekleme listesi.

Sonra başka bir Hermes mağazasına gidip, Hermes Ulysse marka ajandaya yazılmış listeye bakarak 2 bin dolarlık aksesuvar alıyor. Eşarplar, şallar, mücevherler. Böylece sıkı bir Hermes müşterisi olduğu izlenimi bırakıyor.

Tabii kraliyet mensubu gibi giyinmiş olmak da gerekiyor. Ödeme yaparken son dakikada, "Birkin çantanız var mı?" diye soruyor. Bu denemede hemen bir Birkin’e kavuşuyor. Sadece Paris’te el yapımı olarak üretilen ve imalatı en az 48 saat süren Birkin çanta, tezgáh arkasından çıkarılıyor. Bu taktik sayesinde Tonello, 2005 yılında üç ay içinde 130 çanta topluyor.

Tonello, Birkin dünyasına tamamen tesadüf eseri giriyor. Boston’da Chanel ve Christian Dior’a makyaj uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1980’lerde makyöz ve saç stilistleri için Team ajansı kuruyor. 1999’da Barcelona’ya yerleşiyor, bir mücevher imalatçısında çalışıyor, o işten ayrıldıktan sonra da eBay üzerinden tasarım elbiseler, mücevher ve aksesuvar satıyor. Az bulunan eski Hermes eşarpları satarken, "Birkin çanta da var mı?" diye üst üste mailler alıyor. Tonello, bu çantada müthiş bir potansiyel olduğunu hemen kavrıyor ve Hermes seferleri başlıyor.

Tonello’ya göre aslında bekleme listesi diye bir şey yok. Hermes, Birkin çantaları iyi müşterilerini ödüllendirmek için kullanıyor. Mesela elbise, bluz, ayakkabı, kol saati alan bir müşteri hemen bir kenara çekiliyor ve çok önemli bir sır paylaşılıyormuş gibi, "Bir müşterimiz iki yıl önce Birkin ısmarlamıştı ve siparişi geldi ama, hanımefendi çantayı almaktan vazgeçti. Acaba siz görmek ister miydiniz?" diye fısıldanıyor. Ve o müşteri dünyanın en mutlu kadını olarak mağazadan çıkıyor.

Tonello, yüz seferde topladığı çantaları da eBay üzerinden satıyor. İki yıl beklemeye tahammülü olmayan kadınlar birkaç bin dolar fazladan sayarak Birkin’lerine kavuşuyorlar. Tonello, müşterileri arasında büyük şöhretler ve iş dünyasından güçlü isimler bulunduğunu söylüyor ama, kimlikleri açıklamıyor.

"Birkin çanta, sizin başarılı olduğunuzu, paralı ve önemli biri olduğunuzu gösterir. Yoksa Hermes size o çantayı satmaz. Genel kanı budur" diyor Tonello. Hermes, statü ve zenginlik sembolü olan çantanın esrarlı havasını korumak için bekleme listesi mitosunu bozmuyor. O çantanın kadınlar için lüksün zirvesinde kalması için Birkin’in ulaşılmaz olması gerekiyor.

Tonello bu işten ne kadar para kazandığının hesabını da vermiyor. Sadece 2005 yılında 1.6 milyon dolar harcadığını anlatıyor.

BÜTÜN ÇANTALAR REZERVE

Tonello bir süre sonra kendisini uyuşturucu satıcısı gibi hissetmeye başlıyor; "Çünkü o çanta için her şeyi yapacak kadınlar var" diyor. Uğradığı mağazaların da çetelesini tutuyor ki, en az altı ay süreyle aynı yere gitmesin. Paris’teki mağazada fazlaca tanındığı için bilgisayardan adını teşhis edip, "Size bir daha çanta satmayacağız" diye faks çekiyorlar.

Böylece Tonello, Birkin kariyerinin sonuna geliyor, kitabını yazıyor.

Geçen yıl henüz yayınlanmadan kitapla ilgili haberler medyada çıkıyor. Bu sırada Tonello bir müşteriden "Beyaz Birkin ya da Kelly çanta istiyorum" diye mail alıyor. Hermes’e gidip birkaç plaj havlusu topladıktan sonra, tezgahta duran Kelly çantayı istiyor. Mağaza görevlisi "Üzgünüm Bay Tonello, o çanta rezerve, aslında mağazadaki bütün çantalar rezerve" diyor. Tonello o dakika, artık Birkin piyasası dışında kaldığını anlıyor.


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8790524.asp?m=1

21 Ocak 2011 Cuma

IFW 2011 takvimi

Merakla beklenen IFW takvimi belli oldu. Geçtiğimiz kış olduğu gibi etkinlik yine Santral İstanbul'da gerçekleşecek.
İstanbul Fashion Week boyunca sergilenecek defilelerde 9 tasarımcının solo ve 3 karma defilenin yer aldığı organizasyonda, toplam 18 tasarımcı ve 9 markanın katılımıyla, dört günde tam 21 defile gerçekleştirilecek :)


19 Ocak 2011 Çarşamba

Obama loves AMQ

Untitled 3 11 Ünlülerin McQueen Tutkusu

First Lady Michelle Obama’nın McQueen tutkusu geçtiğimiz gece Washington’ı ziyaret eden Çin Devlet Başkanı Hu Cintao onuruna Beyaz Saray’da verdiği devlet yemeğinde bir kez daha tescillendi.


7 Ocak 2011 Cuma

Couture | Dior


John Galliano’nun dehası ve moda dünyasındaki sarsılmaz yeri ile ilgili fazla söze gerek yok. 2011 İlkbahar/Yaz Haute Couture koleksiyonu içinse söylenecek tek şey büyüleyici olduğudur. İşçilik beni John Galliano tasarladı diye bağırıyor. Style.com’dan Tim Blanks’in yazısına göre ise John Galliano’nun couture koleksiyonu, markanın 40′lardaki imajını belirleyen illüstrasyonlarıyla René Gruau’ya bir saygı duruşu…











John Galliano

5 Ocak 2011 Çarşamba

Lively Chanel kızı oldu.

Blake Lively, Chanel’in yeni Mademoiselle çanta koleksiyonunun yüzü oldu. Chanel’in Kreatif Direktörü Karl Lagerfeld tarafından çekilen ve oldukça ses getirecek olan reklam fotoğraflarını moda dergilerinin nisan sayılarında göreceğiz.

Amerikan Vogue’un Yayın Yönetmeni Anna Wintour’ın geçtiğimiz temmuz ayında Paris Moda Haftası’nda Lagerfeld ile tanıştırdığı Lively, çekim esnasında kendini bir masal prensesi gibi hissettiğini söylüyor ve ekliyor: “Dünyanın en şanslı ve mutlu kadını herhalde benim. Chanel zamansız, akıllı, ikonik ve kesinlikle prestijli bir marka.”








Karl Lagerfeld tarafından tasarlanan Mademoiselle çantaları geçtiğimiz mayıs ayında Cruise koleksiyonunda da tanıtıldı. Çantaların fiyatları 1,500- 2,500 euro arasında değişiyor. Farklı doku ve malzeme kullanılan modellerde bu rakamlar 30 bin euro’ya kadar çıkıyor.

LinkWithin